Halk Müziğinde Ayak (Makam)
Belli bir ses bölgesinden başlayıp, belli sesler içinde gidip gelen, duraklayan ve karar veren ezgiye makam denir. Dizi, makamın önemli bir unsurudur. Ancak dizide muayyen kurallara uyulmadığı takdirde otorite oluşmaz.
Ankara Devlet Konservatuarı adına Anadolu’da yapılan saha araştırmalarının türkü kayıtlarında bazı civarlarda makam adıyla kaydedilmiş türküler kayıtları bulunmaktadır.
“Kesik Sesi, Urfa / 9.7.1938”, “Türkistan Dili / Gelin Kardırma Havası, Artvin / 1950”, “Takdir Melodisi, Mardin”, “Bir Divan / Nota: 8 makamda söylenen sekiz dizi eser, Mardin”, ” Köroğlu Melodisi ” / Nota: 3 makam vardır: Gaziantep / 24.7.1938”, “Misket Nabzı – Misket’ten bir tur, Çorum / 2.7.1939”, “Dağ makamı (Yörük Ağzı), Malatya / 30.8.1937″, ” Erzurum makamı ” , “(Sümmani’den) Kayseri / 25.6.1941”, “Deme (Agü makamı), Tokat / 1943”, “Divrik makamı, Tokat / 1943”, “Mustafa Kemal Atatürk makamı (hava) / Fazilet Havası, Tokat / 1943 “.
Derleme fişlerindeki bu örneklerin malumat fişlerinde makam adına iliştirilmiş başlıklarla yazılması ve hava teriminin sıklıkla parantez içinde kullanılması, bu terimlerden hangisinin harbiden bir halk ağzı olduğu mevzusunda kuşku uyandırmaktadır. Ülkemizde halk müziği hareketlerinin ilk yıllarında bazı halk ağzı terimlerini ifade etmek için Latin kökenli terimlerin ve klasik Türk müziğinin ortak terimlerinin kullanıldığı ve bu derleme fişlerindeki notlarda da aynı yolun izlendiği anlaşılmaktadır. Çünkü derleme fişleri bir tüm olarak tarandığında konuşma diline ilişik terimlerin göz ardı edilmiş olduğu ve bu yıllar arasında derleme hatalarıyla karşılaşılmış olduğu görülmektedir.
Yani alan ilerledikçe bu konudaki tecrübe ve farkındalık arttı. Nitekim halk ağzı ve halk müziğine aşina olmamaktan kaynaklansa da sahada karşılaştığı anlaşılan terim ve deyimler çoğu zaman ayraç içinde yazılmış gibi görünen birtakım terimlerin yanında parantez arasında yazılır. Öte yandan mod adı veya hava durumu adı ile derlenen bu adlandırmaların her birinin bir ‘kalıp melodisi’ anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Eski âşıkların “makam” yerine “hava” tabirini kullandıkları, hemen sonra “makam” tabirinin kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır.
Ayağın (Makamın) Anlamı ve Kullanımı
Halk müziğinde ayağın klasik Türk müziğindeki makama tekabül ettiği kabul edilir. Halk müziğinde makamın adı ayaktır. Ayakların da kendine has bir seyir ve hareket özelliği vardır. Özellikle Türk halk müziği ile profesyonel olarak uğraşanlar içinde yaklaşık 20-25 yıldır klasik Türk müziğinde makam kavramına mukabil gelen terimlerden biridir. Öte yandan, klasik Türk müziğindeki makam olgusunun halk müziği yapısına uymaması ve hatta halk ezgilerinin bile makamsal bir yönünün olmaması birtakım halk müziği çevrelerinde yaygındır.
Türk halk müziğini muayyen kurallar ve kalıplar üstüne oturtmanın sakıncalı olduğu uzun yıllardır tartışılmaktadır. Çünkü halk müziği evvelinde belirlenmiş kurallara nazaran oluşturulmamıştır. Ancak ezgilere baktığımızda gamın özelliklerine göre grupların oluştuğu yadsınamaz bir gerçektir.
Mahmut Ragıp Gazimihal, Sadi Yaver Ataman, Ferruh Arsunar ve Suphi Ezgi şeklinde birçok müzisyen halk müziğimizin ezgisel karakterlerini tanımlarken makam kavramını kullanmaktan kaçınmamış ve makam kavramının halk ezgilerinde her zaman kullanılamayacağını belirtmişlerdir.