Müzik Gelişimi
Canlıların döllenmeden ölüme kadar var olma sürecinde birtakım ortak özellikler rahatlıkla gözlemlenebilir. Her canlının yaşamış olduğu bebeklik, gençlik ve olgunluk dönemleri gelişimsel süreçlerdir ve bu süreç yaşam boyu süre gelir. Gelişim, en genel tanımıyla, organizmanın döllenmeden son aşamaya kadar olan fiziksel, zihinsel, dilsel, duygusal ve sosyal değişimidir.
Araştırmalar, gelişmenin farklı değişkenlerin etkisi altında olduğunu ve her canlı için benzersiz bir süreç olarak devam ettiğini ve aynı tür arasında bile değişkenlerin etkisi altında gelişimsel farklılıkların ortaya çıktığını göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında kalkınmanın birinci temel ilkesinin çevresel değişkenlerle ilgili olması beklenebilir. Erden ve Akman kalkınmanın dört mühim ilkesinden bahseder.
1) Gelişim, kalıtım, muhit ve dönemin etkileşiminin bir ürünüdür.
2) Gelişim öngörülebilir bir sıra izler.
• Gelişim tepeden tırnağa gerçekleşir.
• Gelişim vücudun iç kısımlarından dışarıya, merkez bölgelerden uzak organlara doğru gerçekleşir.
• Gelişim genelden özele doğrudur.
3) Gelişimde bireysel farklılıklar vardır.
4) Hayatın değişik dönemlerinde farklı türden gelişmeler önem kazanır.
Müzik eğitimi, insanın açınma evrelerinde oldukça müessir bir boyuttur ve gelişmenin tüm evrelerinde müspet etkileri vardır. Müzik, açınma sürecinde insanlara rehberlik eder ve bilhassa bilişsel süreçlerde gelişimlerini olumlu yönde etkiler. Ayrıca müzik, evlatların bilişsel kapasitelerinin gelişmesinde fazlaca etkilidir ve toplumsal etkileşimlere katılımlarına aracılık eder. Her şeyden ilkin müzik, evlatların sosyal alışkanlık kalıplarını keşfetmeleri için risksiz bir ortam sağlar.
Müzik, sınıfları evlatların toplumsal, duygusal ve bilimsel niteliği olan olarak kendilerini geliştirebilecekleri sevinçli ve olumlu öğrenme ortamlarına dönüştürür. Çocukların planlı ve ucu aleni müzik etkinliklerine alınması, karşılıklı itimat ve hürmet ortamının yaratılması ve yaratıcılık sevincinin paylaşılması, erken çocukluk döneminde gelişme ve büyüme için temel adımlardır.
Müzik, belirli bir güzelliğin yokluğuna bakılırsa muayyen bir gaye ve yöntemle işlenip bir araya getirilen seslerden oluşan estetik bir bütündür. İşitme ile müzik içinde yakın bir ilişki vardır. Müziğin veya sesin duyulabilmesi için önce titreşen bir nesnenin olması icap eder. O şekilde bu titreşimi iletecek bir ortam ve titreşimi algılayacak bir kulak olmalıdır. Ayrıca beyin tarafınca sesi anlamak ve yargılamak, müziksel işitme için bir ön koşuldur. Seslerin duyulmadığı bir ortamda müzikten anlatmak mümkün değildir. Bu nedenle müzikal gelişmenin, döllenmeden ortalama altı ay sonra insanlarda işitme organlarının oluşmasıyla başladığı söylenebilir.