İletişim Teknolojileri

Yeniden yapılanma ile beraber maddi olmayan mal olarak tanımlanan ürünlerin dünya genelinde serbest dolaşımı ve sermayenin tekrar üretim için metalaştırılması, telif haklarında reform olarak adlandırılabilecek değişikliklere yol açmıştır. Amaç, sermayenin herhangi bir engelle karşılaşmadan tüm dünya pazarlarına girerek karını maksimize etmesidir.

 

Dolayısıyla evvelkinden farklı bir birikim diyetinin önemli unsurlarından önde gelen yazışma hizmetleri ve her türlü içerik üretimi ortaya çıkmaktadır. Karl Polanyi, “Büyük Dönüşüm” isimli kitabında, feodal toplumdan uygar piyasa ekonomisine geçişte toprağın, emeğin ve paranın metalaşmasına müsaade eden toplumsal kuralların nasıl büyük bir dönüşüm yarattığını anlatım eder. Günümüzde entelektüel ürünlerin aynı metalaşması, bilgi çağı ekonomisi şeklinde başka bir dönüşüme yol açmaktadır.

 

Bu kapsamda yüzü aşkın ülkenin bakanları tarafından imzalanan Fikri Mülkiyet Haklarının Ticari Yönü (TRIPS) Anlaşması, fikri iyelik haklarına ilişkin yirminci yüzyılın en mühim anlaşması olarak nitelendirilmekte; Ayrıca müzik, sinema eserleri ve bilgisayar programlarının yasa dışı çoğaltılması sonucunda zarar bulan yapıt sahiplerinin ekonomik kayıplarını önlemeye yönelik makalelerin da bulunmuş olduğu görülmektedir. Gerçekten de, telif hakkı korumasının bilgisayar programlarını, veri tabanlarını ve kiralama haklarını kapsayacak halde genişletilmesine ek olarak, icracılar ve fonogram yapımcıları için kabul edilen koruma süresi 20 yıldan 50 yıla çıkarıldı.

 

Yeniden yapılanma ile birlikte hızla gelişen dijital teknolojiler ve ağ teknolojileri her yeni kontakt teknolojisinde olduğu şeklinde telif haklarının kapsamını genişletmiştir. Müzik sektöründeki yeni birikim rejiminin oyuncularının ihtiyaçları ile genel hatlarıyla malumat topluluğu teknolojileri olarak tanımlanan ve donanımdan öteki içeriklere kadar birçok sektörü kapsayan yapı içinde müzik açısından bir gerilim olduğu görülmektedir. Bir yandan, İnternet ve cep telefonları benzer biçimde yeni iletişim teknolojilerinin üreticileri, müzik ve diğer içeriklerin bireyler ve ağlar içinde paylaşılmasına müsaade eden mamüller piyasaya sürüyorlar.

 

Örneğin yeni yazılım ve donanımlar yardımıyla dijitalleşen müzik eserleri MP3 formatında bilgisayarlarda depolanır, sıkıştırılır ve çalınırken, yeni nesil sıkıştırılmış müzik formatı MP4 bütün bu olanakları karşılıklı etkileşim arasında sunmayı vadediyor. Öte yandan müzik sektörü, dijital müziğin izinsiz kullanımını önlemek için her türlü yasal yola başvurmaktadır. Engelleme, MP3 dosyalarını paylaşan aracı gruplar hariç, bireysel kullanıcılara, MP3 dosyaları üzerinde çalışan makine üreticilerine ve “korsan” sitelerin operatörlerine uygulandı, ancak mahkeme MP3 çalıştıran cihazların kopyalamadığına karar verdi ve mahkeme bundan dolayı karar verdi. Yine, müzik endüstrisi ile web servis sağlayıcıları arasındaki 3 çıkar çatışmasının sonucu, ABD Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasası/DMCA’da yansıtılmaktadır.

 

MP3 formatında indirilen ve akış yada web yayını kanalıyla aktarılan dijital müzik; Şebeke operatörleri, web servis sağlayıcıları, internet şirketleri ve arama motorları şeklinde farklı oyuncuları bünyesinde barındırırken birçok münakaşaya da yol açmıştır. Özellikle eşler arası/P2P dosya paylaşım sistemi aracılığıyla dijital müziğin yaygınlaşması, müzik endüstrisini ciddi halde rahatsız etti. Aynı ağa bağlı birçok dosya içinde her türlü sayısallaştırılmış veri paylaşımını sağlayan bu sistem, ilk olarak Napster ile popüler hale geldi ve kullanıcılar birbirine merkezi bir sunucu ile bağlandı. Gerçek dosya paylaşımı sunucu gerektirmez, Gnutella ile yapılır.

 

Dijital teknolojinin sağlamış olduğu imkanlardan tüm telif hakkı sahipleri negatif etkilense de en çok sıkıntı müzik sektöründe yaşandı. Bunun sebebi, ucuz ve kolay yazılabilir CD’lere müzik kaydetmenin yanı sıra, sıkıştırılmış teknoloji ile disk sürücüsünde onlarca müzik albümünü saklama imkanı olmasıdır. Ancak, iki saatlik bir film için oldukca daha fazla bilginin kaydedilmesi gerekiyor. Ayrıca müzik; Seyahat ederken, hareket halindeyken, işte ve hatta ders çalışırken hemen hemen her yerde yaygın olarak kullanılabildiğinden, dijitalleştirilmiş müziğe olan talep öteki dijitalleştirilmiş içeriklerden çok daha fazladır.